Abimin Erovizyon hakkında düşünceleri:
Eurovizyon yarışması bilindiği gibi ülkemizde ve dünyada büyük popülerliği olan milyonları ekrana toplayabilen bir ortak prodüksiyondur. 1950 li yıllarda Avrupa Televizyon Birliği'nin çatısı altında başlayan bu uluslararası yarışma bir çok avrupa ilkesinin katılımıyla gerçekleştirilmektedir. Gerek yurtdışında gerek yurtiçinde bilinen en popüler TV prodüksiyonlarından biridir. Bu özelliğini uluslararsı rekabet ve ses sanatını bir araya getirerek izleyici çekmesine borçludur. Erovizyon seyrederken bir dünya kupası maçını seyredercesine dişlerinizi sıkarak heyecanla vakit geçirmeniz mümkündür.
Çocukluğumdan beri bu yarışmayı takip etmekteyim. Bende bir çok hatıra bırakmıştır. Benim ilk hatırladığım ailemle beraber televizyon başına oturup keyiif ile bütün gece seyrettiğimiz bir dolu şarkı ve sahne şovlarıydı. Daha sonrasında gelen oylama ise ap ayrı bir heyecandı. Kendi ülkemizin şarkılarının yanında desteklediğimiz diğer şarkılar ve ülkeler de vardı. Kazanmaları umuduyla her bir ülke kendi oylarını açıklar açıklamaz sevinir yada üzülürdük. Oyların geliş sıklığını ve şekliğini her sene değerlendirirdik. Yine komşu ülke komşuya oy vermiş politik oylar gibi Erovizyon TRT sunucumuzun sözlerini her sene duyardık. Her ülke sonucundan sonra şarkıcı adaylara kamera çevrilir sevinçleri gösterilirdi. Birinci olan adayın sevinci ap ayrıydı tabi ki.
Yarışmanın sonu ermesi ardından birkaç gün boyunca televizyonlar ve radyolar şarkıları yayınlar ve şarkı gazetelere konu olurdu. Son yıllarda Eurovizyon oylama sistemini değiştirdi. Ama sanırım politik oylar halen gelmektedir. Aynı milletten fakat farklı ülkelerden insanlar şarkıdan ziyade ülkeye oy vererek bir nevi destek veriyorlardı. Bu yaklaşım her ne kadar erovizyon derecelerini tartışmalı yapsa da sonuçta eurovizyonu bir şov olarak düşünüyorduk ve keyif alıyorduk. Aynı şov amacıyla yapılan güreşler gibi. Güreşçiler birbine gerçekte vurmuyor ve vuruyor muş gibi yapıp seyircinin ilgisini çekiyordu.
Eurovision da ülke olarak sadece bir birinciliğimiz oldu. Buna rağmen 3. lük 4.cülük gibi dereceleri halen alabilmekteyiz. Genellikle halkın gönderilecek şarkıyı seçtiği senelerde daha başarılı olduk. TRT'nin seçimleri ise o kadar başarı getirmiyordu. Yıllardır şarkıların hangi dilde olması gerektiği tartışılır ingilizce mi türkçe mi diye. Asıl olanın insanların kendi kültüründen öğeler katıp becerini yansıtması olduğunu düşünüyorum ve dilin bu kadar önemli olmadığını düşünüyorum. Sibel Tüzün'ün şarkısı örneğin hem türkçe hemde ingilizce sözler içeriyordu. yada Şebnem Paker'in şarkısı hem türkçe ezgiler hemde modern entrumanları içeriyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder